“Avrupa ülkeleri başka, hangi parti kazanırsa kazansın devlet politikası değişmiyor. Her gelen aynı sistemi yürütüyor…” Siz de dost meclislerinde siyaset konuşulurken bu tarz ifadeleri duymuşsunuzdur. Peki gerçekten Avrupa’da durum böyle mi? Yani iktidara gelen siyasi partinin devletin yönünü değiştirme ihtimali hiç yok mu? Haberimizde bu sorulara cevap arayacağız. Aynı zamanda Avrupa ülkelerindeki karmaşık koalisyon anlayışına rağmen sistemin nasıl çökmediğine bakacağız. Ve demokrasiye karşı geliştirdikleri sıhhi kordon uygulamasını ele alacağız.
AYLARDIR HÜKÜMET YOK
İlk önce Avrupa’daki genel duruma dair bazı temel bilgilere bakalım. Böylece sistemin kendi içerisinde ne denli karışık olduğunu görelim. Avrupa’da halihazırda 35 ülke koalisyon ile yürütülüyor. Büyük bir çoğunluğunda da ikiden fazla parti bir araya gelmiş durumda. Seçimlere katılım yüzde 65… Türkiye’de bu oran yüzde 80’i hep geçiyor. Aylarca koalisyon kurulamayan ülkeler var. Belçika örneğin. Haziran’dan beri hükümetsiz. 2019 seçimleri sonrası da 653 gün hükümet kurulamamıştı. İrlanda da eylülden beri hükümetsiz. Sürekli seçim tekrarlanan ülke de çok. Mesela Bulgaristan’da son 3 yılda 7 seçim oldu. Ülkelerin kendi iç seçimlerinin yanı sıra Avrupa Parlamentosu gibi çok daha karmaşık sistemleri var. AP seçimlerinde üye ülkelerden siyasi partiler kendi adaylarını gönderiyor. Seçilenler Avrupa çapında kendileriyle benzer düşüncelere sahip vekillerle koalisyon kurup siyasi grup oluşturuyor. 27 üyeli AB bloğunda en az yedi hükümette aşırı sağcı ve popülist partiler var.
GÜNÜN EN ÖNEMLİ MANŞETLERİ İÇİN TIKLAYIN
HASTA ADAM FRANSA
Gelelim Avrupa’nın motorları konumundaki Almanya ve Fransa’daki duruma. Son 3 yılda 4 başbakan değişen Fransa ile başlayalım. 4 Aralık’ta hükümet yine düştü. Ülke tarihinde 1962’den beri ilk kez bir hükümet güven oylaması sonrası düştü. Anayasaya göre son seçimin üzerinden bir yıl geçmediği için 25 Temmuz 2025’e kadar yeni seçim yapılamıyor. Dolayısıyla Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron şimdi hükümeti kurma görevini verecek ya da seçilmemiş teknokratlardan oluşan bir hükümet atayabilir. 66 yıl önce siyasi istikrarsızlığı önlemek için kurulan 5. Cumhuriyet düzeni şimdilerde ciddi şekilde eleştiriliyor. Fransa’nın dış borcu 5 trilyon doları aştı. Karışıklıklar nedeniyle “Avrupa’nın hasta adamı Fransa” yorumları yapılıyor.
ALMANYA’DA SARSINTILAR DİNMİYOR
Almanya için önce şunu belirtelim ülke ekonomisinin dinamosu olan otomotiv sanayisi başta olmak üzere ülkenin ekonomisi sıkıntıda. Almanya Başbakanı Olaf Scholz’un 16 Aralık’taki güven oylamasını kaybetti. Erken seçim süreci başladı. Muhtemelen 23 Şubat’ta olacak. En güçlü olasılık yine büyük koalisyon. Scholz’un popülerliği çok düşük ve sandıktan çıkacak sonuç ülkedeki siyasi krizi Fransa’dan daha kötü bir durumun içine sokabilir.
KORKULAN SENARYOLAR GERÇEKLEŞİYOR
Avrupa için şimdilerde çok fazla korkulan senaryo mevcut. Üstelik bunların büyük bir kısmı gerçekleşiyor. Örneğin motor ülkeler Almanya ve Fransa’da siyasi ve ekonomik kriz derinleşiyor. Ayrıca iki ülke arasında Ukrayna savaşı, Çin ile ilişkiler ve ekonomik reformlar gibi çok kilit konularda anlaşmazlıklar var. Bunlara ek Rusya yanlısı partiler ve siyasetçiler gittikçe popülerleşiyor. 20 Ocak’ta görevine başlayacak olan seçilmiş ABD Başkanı Donald Trump döneminde Washington ile ilişkiler de çok iyi olmayacak.
Haber Kaynak : SABAH.COM.TR
“Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır.”
GÜNDEM
13 Mayıs 2025SPOR
13 Mayıs 2025GÜNDEM
13 Mayıs 2025SPOR
13 Mayıs 2025SPOR
13 Mayıs 2025GÜNDEM
13 Mayıs 2025GÜNDEM
13 Mayıs 2025